Klasik Belediyeciliği aşarak ekonomik, sosyal, tarım ve turizm alanlarına ağırlık veren ve görevde olduğu bir yıllık kısa bir sürede ‘Düşünen, Üreten ve Yarışan Ordu’ sloganıyla özellikle tarım ve turizm alanında zihniyet devrimi gerçekleştiren Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler’in başarısı ulusal basında yazarların köşe yazılarına konu oldu.
Takvim Gazetesi’nin etkili köşe yazarlarından olan ve zaman zaman TV’lerde tartışma programlarında yer alan gazeteci-yazar Zafer Şahin, günümüzdeki gelişmelerin gıdanın önemini ortaya çıkardığını ve geleceğe yönelik gıda çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, sanki bugünleri görmüş gibi işe tarım ve hayvancılık yatırımlarını artırarak başlamış” diye yazdı.
Zafer Şahin’in köşe yazısı şöyle:
ŞİMDİ TARIM ZAMANI
KORONA günlerinde herkes sözleşmiş gibi aynı şeyi söylüyor.
"Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, yeni bir dünya kurulacak." İşte bu yeni dünyada en stratejik sektör tarım olacak. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de aynı görüşte. Hakkını teslim etmek lazım, kendisi uzunca bir süredir bunu zaten dile getiriyordu. Dün gerçekleştirdiğimiz sohbette de bu iddiasını tekrarladı. Pakdemirli'ye göre tarım artık savunma sanayinden bile daha stratejik bir sektör.
Karantina günleri bize bu gerçeği çok net bir şekilde gösterdi aslında.
Kızılderililerin " Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak" sözünün acı bir tecrübeyle doğrulandığı günlerden geçiyoruz.
Modern insan kendi can güvenliğinden sonra önce gıdaya nasıl ulaşacağının hesabını yapmaya başladı. Bu da demek oluyor ki; yeni dünyada her ülke, hatta her kent gıda güvenliğini sağlamak ve tarımda kendi kendine yetebilir olmak için adımlar atmak zorunda.
Peki Türkiye'de belediyeler bu gerçeğin ne kadar farkında?
Önümüzde örnek olarak gösterebileceğimiz bir Ordu modeli var. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, sanki bugünleri görmüş gibi işe tarım ve hayvancılık yatırımlarını artırarak başlamış.
Kendi kendine yeten bir Ordu için 19 ilçede adeta bir tarım seferberliği ilan edilmiş. Ordu denilince aklınıza sadece fındık geliyor değil mi?
Unutun bu ezberi. Ordu 'da artık siyez buğdaydan kestaneye, istiritye ve kültür mantarından arı sütüne kadar her şey yetiştiriliyor.
Seracılık yatırımları ile hız kazanan sebze yetiştiriciliği kırsaldaki vatandaşlar için önemli bir gelir kaynağı haline gelmiş. Kırsaldaki ilçelerde damızlık koyunculuk ve kaz yetiştiriciliği projeleri hayata geçirilmiş.
Sekiz adet Süt Evi Projesi ile Ordu'nun çiğ süt toplama altyapısı güçlendirilmiş, sahlep üretimi teşvik edilerek çiftçiye yeni bir gelir kapısı açılmış.
Bütün bu faaliyetlerin hayata geçmesinde belediye bünyesindeki tarım işletmesi ORTAR önemli rol oynuyor. Ordu çiftçisinin, köylüsünün ürettiği ürünler internet üzerinden e-ticaret ile tüketiciyle buluşuyor.
Tarım ve hayvancılığın bir ilin ekonomisinde kısa sürede nasıl büyük bir değişim yaratabileceğini Ordu modeli çok iyi anlatıyor. Dünyanın geleceğinin tarımda olduğunu gören ve kendisini buna göre konumlandıran ülkelerin öne çıkacağı bir konjonktür var önümüzde.
Ordu örneği diğer belediyelere de örnek olmalı. Türkiye'nin bereketli toprakları yeni dünyada en önemli kozlarımızdan biri. Yeter ki doğru bir planlamayla işlemesini bilelim…”
HİLMİ GÜLER TARIM ALANINDA REFORM YAPTI
Kırsal kesimde hayvancılığın daha da zenginleştirilmesi ve canlandırılması, sahil bölgelerindeki insanların tarıma yönlendirilmesi için ‘nitelikli tarım’ projeleriyle işe başlayan Güler, bu amaçla ilk etapta 400 bin adet sebze-meyve fidesi dağıttı. O fideler bugün seralarda sebze ürünleriyle kendini göstermeye başladı.
Ardından koyunculuğun canlandırılması için 30 adet damızlık koç olmak üzere 330 adet Bafra koyunu dağıtımı gerçekleştiren Güler’in bu çalışması meyvelerini verdi. 330 olan koyun sayısı bugün yapılan doğumlarla yaklaşık 800’e ulaştı.
Bunun ardından 3200 adedi dişi, 800 adedi erkek olmak üzere 4000 adet kaz dağıtımı yapan Güler’in bu çalışmasının sonunda kazlar yavaş yavaş yumurtlamaya yapmaya başladı. 15 Şubat 2020 itibariyle başlayan yumurtlamalar sonunda 15 Mart 2020 tarihinde ilk civciv çıkışı gerçekleşti. Yaklaşık bir aylık sürede 1000 adet civciv elde edildi. Böylelikle kaz sayısı 5000’e ulaştı.
Bugün gelinen noktada koyun ve kazların artmasıyla çiftçiler hayvancılık, besicilik, et ve süt üretimi yapar hale geldiler.
Türkiye’nin en çok bal üretilen ili olmasına rağmen arı sütünden yararlanamayan Ordu, Hilmi Güler sayesinde arı sütünün önemini keşfetti. Özellikle kadınlara yönelik verilen eğitimler sonunda Ordu’da arı sütü üretimi başladı. Bu eğitimler sonunda arı sütünün fiyatının belirlenmesinde temel kalite parametresi olan ve en az 1,4 değere sahip olması gereken arı sütünün 2.1 (HDA) değerinde üretimini gerçekleştiren Ordulu kadınlar önemli bir başarıya imza attılar.
Organik yumurta üretiminin canlandırılması amacıyla Ordu Yumurta Üreticileri Derneği ile yapılan ortak çalışma ile iflasın eşiğindeki üreticilerin desteklenmesiyle yumurtaların sertifikalandırılması, paketlenmesi ve modern işletmecilik usulleriyle satış ve pazarlanmasını sağlayan Güler’in sayesinde üreticiler elinde bulunan 10 bin tavukla yılda 3 milyon yumurta üretecek noktaya geldi.
Güler, ORTAR ile açılmasını sağladığı satış reyonları ve tarım marketiyle çiftçilerin üretimlerinin halkla buluşmasını sağladı. Satış reyonları sayesinde Ordulular organik ürünlerle buluşurken çiftçilerin de ekonomik gelir kazanmasını sağladı.
Bunların yanısıra ‘fındıkta sigortalı işçi’ dönemini başlatan, dünyada ilk kez fındık üreticisi ülkelerin Bakanlarını Ordu’da biraraya getirerek ‘ortak fındık deklarasyonu’ imzalanmasını sağlayan, üreticiler için 40 adet sera inşa eden, siyez buğdayı ve soya fasulyesinin deneme üretimlerinden olumlu sonuç alınmasını sağlayan Güler, Ordu’ya özgü ‘Kybele’ markasıyla çikolata üretimi gerçekleşmesini sağladı. Mesudiye ilçesinde Türkiye’de ilk kez uygulanan ‘Hayvan Kiralama Oteli’ ile mevsimlik hayvan besicilerine de kolaylık sağlayan Güler, önümüzdeki dönende tarım projelerini geliştirerek, gıda konusunda reformlarını sürdürecek.