Goebbels Mustafa!

Hitler’in Propaganda ve Aydınlatma Bakanı Josef Goebbels’in bir sözü var: “Propaganda esnasında yalan söyleyin, inananlar olacaktır. Şayet başarısız olduysanız devam edin."

Geçmişi milliyetçi, orta yaş dönemleri ulusalcı, şimdiler de sosyal demokrat (!) olduğunu iddia eden CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel de bu sözü harfiyen yerine getiren isimlerin başında geliyor. 

Özellikle Çaybaşı-İlküvez’deki 20 günlük makine arızasını fırsat bilerek “Çevre ve insan sağlığııı…” diye kopardığı yaygara bunun en iyi örneklerinden sayılabilir. 

3 aylık süre zarfında ne zaman tansiyon düşecek gibi olsa yine Goebbels’in “Kötü giden her şeyin suçunu rakibinize atın” sözünü yerine getirircesine sürekli Ordu Valisini suçlaması da sosyal demokrat maskesini yırtıp atmaya yetiyor.

Kes artık Mustafa, boşa uzatıyorsun, kaybettin…

Vekil sıfatına güvenip, hemen her yazında ‘Vip Valisi’ diye Ordu Valisini aklın sıra küçümsüyorsun. Oysa VIP olayını bilinçsizce başlatan, basiretten yoksun ve kendini ‘Ordu’nun torunu’ zanneden ama aslında ‘Ordu’nun sorunu’ haline gelen kişiyle birlikte organize eden sensin! 

VIP’in hangi şartlarda nasıl kullanılacağını en iyi bilenlerden biri olduğun halde çocukça tavırlar içine giren sensin!

Çöp nöbetinin başladığı günden bu yana hemen her platformda E.E. adlı kadını gaza getirip öne süren ve onun kadınlık olgusunu ‘provokatör’ gibi algılanmasına sebep olanlardan biri sensin!

Sırf sizin gaza getirmeleriniz yüzünden bu kadını, ‘nasılsa kadın olduğu için bir şey yapamazlar’ düşüncesiyle çöp kamyonlarının önüne atıp ‘Hakaret, İş ve Çalışma Hürriyetini ihlal’ suçlarından Ünye Sulh Ceza Hakimliğince ‘Adli Kontrol Altına Alınmasına’ sebep olanlardan biri sensin!

Yine bu kadını ‘Çaybaşı İlçesi Göksu Mahallesi Kepçeli Yaylasında bulunan Ordu Büyükşehir Belediyesine Ait Katı Atık Bertaraf Tesisine 300 metreden fazla yaklaşmasının yasaklanmasına’ kararı verilmesine sebep olanlardan biri yine sensin!

Hatta öyle ki, mahkemenin verdiği bu kararı 2 kez ihlal etmesine sebep olanda, bundan dolayı Ünye Sulh Ceza Hakimliğince, ‘Adli Kontrol Kararının Kaldırılmasına’ ve ‘Tutuklanmasına’ karar verilmesine ve cezaevine konulmasına sebep olanlardan biri de yine sensin!

Katı Atık Bertaraf Tesisi’nin hemen karşısında bulunan ve eylem yapan kişiler tarafından çadır kurulan arazinin A.C. adlı kişiyle ait olmasına rağmen, tutuklanan kadını ‘kendi arazisinde tutuklandı’ yalanını ortaya atan da yine sensin!

Ocak ayında gittiğin çalılık araziyi utanmadan ‘millet tarlasına giremiyor” diye mızıkçı mahalle çocukluğu yapan yine sensin!

Ordu Valisi oradaki problemi 3 ay boyunca yöre halkıyla diyalog yoluyla çözmek için çabalarken, Goebbels’in "Halkın soğumasına izin vermeyin" sözünü yerine getirircesine olayı sürekli kaşıyan ve provokatörlük yapan yine sensin!

Daha sayayım mı?

3 ay boyunca çöp toplanamadığı ortamda yöre halkının çöplerini yine aynı araziye atmasını destekleyen ve teşvik eden yine sensin!

Yasama görevi yapan TBMM çatısı altında görev yapmana rağmen, mahkemelerin kararına ‘Vali mahkemeye baskı yaptı’ diyecek kadar küçülen adam sensin!

Virüs salgınının başladığı ve kalabalık ortamların tehlike arzettiği şu ortamda nöbet çadırlarının kaldırılmamasını isteyen sensin!

En küçük kuru bir öksürük, en küçük bir başağrısı olan kişinin hastanelerde ‘Covid 19’ müdahalesi gördüğü bu ortamda, aralarında 65 yaş üstü insanlarında olduğu 50-100 kişinin dar alanda toplanmasını isteyen sensin!

Üstelik dışardan gelen bir takım kişilerin de devamlı kaldığı ve sonra tekrar şehirlere dağıldığı, halkın sağlığı açısından yüksek risk içeren baraka ve çadırların virüsün yayılmasını engellemek için kaldırılmasına tepki gösteren sensin!

Bir doktor olarak o çadır ve barakaların kaldırılmasını, o insanların bu süreçte evlerinde olması gerektiğini ilk senin söylemen gerekirken, onları resmen ‘Hitler’in gaz odalarına tıkarcasına’ orada tutmaya çalışan sensin!  

Senin için ‘En iyi Mustafa Adıgüzel, doktor Mustafa Adıgüzel’ diye düşünürken Hipokrat yeminini yere çalarcasına rezil ve basiretsizce, insan sağlığını düşünmeden hareket eden sensin!

Sahi nasıl bir doktorsun Mustafa?! 

Hem tabip olacaksın hem de işine siyaseti karıştıracaksın.

Hem hekim olacaksın hem de insanların sağlığını hiçe sayacaksın.

Hipokrat yeminini tanımayan bir hekimden zaten insan sağlığına önem vermesini beklemek akıl işi değil. Yasa tanımayan bir vekilden yasalara saygı beklemekte mümkün değil. 

Sana diyeceğim tek bir şey var: Titre, kendine dön!