Önce aynaya bak Mustafa!

Mustafa Adıgüzel, CHP’de her geçen gün silinen ve bitmek üzere olan kariyerini aklın sıra parlatmak için popülist ve oportünist çıkışlar yapan, insanları provoke eden bir siyasetçisin. Dün kalktın kaybettin, oturdun kaybettin, İlküvez'de kaybettin, hep kaybettin, hâlâ kaybediyorsun!

- Bu haber 2714 kez okundu.

Önce aynaya bak Mustafa!

1994 yılında ANAP’tan Belediye Başkanı seçilen Fikret Türkyılmaz, yaklaşık 40 yıl boyunca çöp dökülen Melet Irmağı havzasında bulunan Durugöl’deki arazinin kapasitesi dolunca Cumhuriyet Mahallesi'nde uygun bir arazi buldu. 
Ancak mahalleli ayaklandı. 
Türkyılmaz bunun üzerine bu kez gözünü il dışına çevirdi. Giresun'un Piraziz İlçesi sınırlarında bir araziyi gözüne kestirdi. 
Fakat Piraziz Belediyesi alana çöp dökülmesine izin vermedi. 
Türkyılmaz bunun üzerine ortak işbirliği yapılması kaydıyla Giresun'un Bulancak İlçesi'nde yer aradı. Bulancak Belediyesi'nin karşı çıkması üzerine yeniden kendi sınırlarına döndü ve bu kez Ulubey İlçesi Refahiye Köyü'nde bir araziyi uygun gördü. 
Buradan da halkın tepki göstermesi üzerine vazgeçti. 
Türkyılmaz, kendisini eleştirenlerin "Git kendi köyüne dök" sözüne uydu ve kendi köyü olan Arpaköy'de yer buldu.
Ancak bu kez kendi köylüleri ayaklandı ve belediye binasını bastı. 
Bunun üzerine ‘satarım anasını lan, toplamıyorum çöp-möp’ dedi ve iki hafta çöp toplamadı. Altınordu ilçesinde her köşebaşı çöp tepecikleriyle süslenmeye(!) başladı. 
O dönemin muhalefet siyasileri dahil herkes ‘çöp sorununa çare bul’ dedi. 
Türkyılmaz, ‘Nereyi bulayım anam bacım yer mi veriyorsunuz ki’ dese bile kimse dinlemedi. 
Bir ara Perşembe İlçesi Bekirli Köyü'nde bir arazi buldu. Köylüler pankart ve sloganlarla protesto gösterileri yapınca bundan da vazgeçti.
Fikret Türkyılmaz, 10 yılı böyle tamamladı. 
. . .  
Sonra ‘çöp sorunu namusumdur’ diyerek gülen başkan adıyla maruf bir Belediye başkanı geldi. 
Efendim? 
Ya hani CHP üst yönetimi tarafından ‘örnek alınacak Belediye başkanı(!)’ diye lanse edilerek ‘Yerel Yönetimlerden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı’ yapılan kişi var ya, hah işte o!
Gerçi bu aralar çöp konusunda konuşmuyor nedense, Ki normal, ‘tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz’ derler ya, galiba onun gibi bir şey. 
‘Ordu’nun Torun’u denilen gülen başkan, 2004 Mart’ında göreve gelir gelmez 20 Nisan 2004’te bir açıklama yapar: “Çöp konusunu teknoloji ile aşacağız ama yurt dışından kredi bulmaya çalışıyoruz” der.
Bir ara hızını alamaz, milletin yüzüne güle güle ‘Çöp işini NASA teknolojisi’ ile halledeceğiz’ der. 
NASA teknolojisi! 
Gülmeyin valla billa öyle dedi, arşivi çıkarabilirim. 

Zaman geçtikçe çöpten ses çıkmayınca gazeteciler sıkıştırır, ‘çözüm bulabilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz’ diye genel geçer bir laf eder. 
Bir yıl böyle geçer. 
11 Nisan 2005’te dönemin CHP Ordu İl Başkanı Av. Rahmi Güner, gülen başkanı eleştirerek "1 yılı boşa geçirdi" diye sert bir açıklama yapar. 
11 Kasım 2005’te ‘tamam bu sefer halledeceğim’ diye dünya turuna çıkar. 
Şimdilerde Ekrem İmamoğlu’nun her afette tatile çıkması gibi bir durum olur ve sırayla Almanya, Macaristan, Avusturya, Hollanda ve Çek Cumhuriyeti'ne gider. 
Döndüğünde ‘yediğin içtiğin senin olsun çöp için ne yaptın anlat’ dediklerinde yeni çöp alanı bulacaklarını söyler ve Gürgentepe’nin Işıktepe’sini bulur. 
Hani şimdilerde ortalıkta şövalye gibi dolaşan CHP Milletvekili Mustafa Adıgüzel var ya, hah işte onun memleketi…
Gürgentepe ayağa kalkar.

Tarih 23 Mayıs 2006…O gün ajanslar son dakika flaş haber geçer: “Gürgentepe ilçesinde, ilçelerine çöp istasyonu kurulmasını istemediklerini belirten ve aralarında çok sayıda kadının da bulunduğu vatandaşlar, Ordu Belediye başkanı Seyit Torun’u protesto etti. Güvenlik güçleri havaya ateş ederek kalabalığı yatıştırmaya çalıştı” 
Buradan bile bu çöp meselesinin nasıl bir sıkıntı olduğunu anlayın artık. 
1 Şubat 2007’de “Çöp sorununda sona yaklaşıldı” gibi garip bir açıklama yapar. 
16 Nisan 2007’de Belediyenin önüne nerden buyduysa 3-4 tane preslenmiş ve paketlenmiş çöp balyaları getirip gazetecilere ve TV kameralarına gülerek ‘çöp sorununu böyle çözeceğiz’ der. O günden sonra herkesin beklediği preslenmiş çöp balyalarını daha gören olmaz. 
2004’te göreve gelip 2007’e gelindiğinde halk rahatsız olduğunu belli etmeye başlar.  

22 Ağustos 2007’de çöp işini halledeceğim diye binbir umutla seçilen gülen başkan malumun ilamı gibi bir açıklama yapar:
-“Çöp sorununu çözemedik, bedeli neyse öderiz"  
28 Eylül 2007’de ise bu sefer gazetecilere dert yanar: “Herkes 'Başkan çöp sorununu çöz' diyor, yer bulmaya gelince 'benim arazime gelme' diyor. Bu mantıkla çöp sorunu düzelmez"
Yaa neymiş, çöp sorunu Ordu’da problemlerin en büyüğü imiş. 
Gülen Başkan, günlerden bir gün 19 Nisan 2008’de çöp ayrıştırma tesisinden bahseder. 
15 Ocak 2009’da Durugöl’de eski çöp alanının yanında üstü sundurma ile kapatılan bir atölye tarzı yer ‘ayrıştırma tesisi’ diye açılır.  
Açılır deyince hemen gönlünüz genişlemesin. Ayrıştırma tesisi diye açılan yer, işçiler tarafından elle yapılan ayrıştırma tesisi çıkar. İşçilerin bazıları sarılık hastalığına yakalanır. Belediye bünyesinde istenmeyen adamlar çöp tesisine sürülür. O pis kokuların içerisinde insanlar 6 yıl boyunca hastaneden hastaneye koşar. 
Hoş, bu dandik tesis 2014-2015 yılları arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın talimatıyla AK Partili Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından mekanik ve tam otomasyon sistemiyle yeniden ele alınır. Ardından yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla Durugöl’deki çöp alanı kapatılır. 

Tarih 5 Haziran 2015…CHP Milletvekili Mustafa Adıgüzel bu tarihi iyi hatırlar eminim. Adıgüzel, beraberinde ‘bugünün Genel Başkan Yardımcısıyla’ memleketi Gürgentepe’ye gider.
İlçeye girdiklerinde miting alanının tam karşısındaki binada gülen Başkana hitaben adeta alay edercesine “Çöpün Mimarı, Gülen Adam, İlçemize Hoş Geldiniz” pankartı asılır. 
Partililer araya hatırlı adamlar koyarak pankartı indirmek için saatlerce ter döker. 
İşte çöp, Ordu’da böylesine sarmaşık, böylesine zincirleme bir problemdir. 
. . .    
Mustafa Adıgüzel, çevreci bir insandır. Acaba 10 yıllık CHP dönemindeki rezalet çöp politikasına bakıp hiç düşünmüş müdür? Bir kere olsun “La bir çöp işini halledemedik’ dediği olmuş mudur? 
10 yıl boyunca insanları aptal yerine koyarcasına rezil bir çöp politikası izleyen gülen başkana iki çift laf söylemiş midir? 
Yeri gelmişken soruları genişletelim:
Acaba CHP’li Mustafa Adıgüzel’in CHP’li Seyit Torun’un cenaze aracı alınması karşılığında Anemon Oteli’ne ruhsat vermesinden utandığı olmuş mudur?  
Boztepe’nin eteklerini betona teslim etmesi karşısında ne düşünmüştür?  
Yelken Kulübü’nün bulunduğu yeşil alanı, ticari alana çevirmesi sırasında bir kerecik olsun ‘ne oluyor kardeşim’ demiş midir?  
Balo salonu yapılması için Belde Otel’in önündeki onlarca çam ağacının kesilmesine izin vermesine üzülmüş müdür?  
Gazi Köprüsü-Durugöl arasında koşu parkuru için onlarca ağacın kesilmesine göz yumması karşısında bir doktor olarak ne hissetmiştir? 
Ordu Sinemasını yıktırıp yerine Sinema Otel yapılmasına izin vermesi karşısında isyan etmiş midir?
Israrla meydan yapılması istenen bir alana inadına Büyükşehir Belediye binasının temelini atmasına ‘dur’ diyecek olmuş mudur? 
Rıhtımdan bakıldığında şehrin en arka tepelerinde yükselen 15-20 katlı yüksek binalara ruhsat verip şehrin silüetinin anasını ağlatırken bir kerecik olsun ‘CHP olarak yanlış yapıyoruz Başkan’ demiş midir? 
Acaba CHP’li Seyit Torun’un bu şehre 10 yılda verdiği zarar ve tahribatın en az 30-40 yıl düzeltilmeyeceğini gözleri faltaşı gibi açılarak anlamış mıdır?  
. . . 
Kim ne derse desin, Ordu, Ordu olalı CHP’nin 10 yıllık Başkanlığı döneminde gördüğü kadar çevre, imar ve yeşil cinayeti görmemiştir. 
Acaba CHP’li Mustafa Adıgüzel, İlküvez’de ‘ergen sosyalist militanlar gibi şövalyelik yaparken’ bunu hiç düşünmüş müdür? 
Acaba, geçmişe doğru bakıp partisinin ve partisinin üst kademesindeki bir ismin geçmişte Ordu’da çöp konusunda rezil bir politika izlediğini düşünüp utanmış mıdır? 
. . . 
Yazı biraz uzun oluyor ama bir iki anekdot daha aktaralım. 
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, göreve geldikten kısa bir süre sonra Ünye’deki ayrıştırma tesisini işler hale getirdi. Ardından Ünye’deki 35 yıldır deniz kenarına çöp dökülen alanı kapattı. 
Derken Fatsa çöplüğüne çöp dökmeyi yasakladı. Bir ara elinden oyuncağı alınmış gibi zır zır ağlayıp CHP’ye geçen ve aday olan bir zevatın yönettiği Perşembe’nin güzelim tepesine dökülen çöpü de kapattı. 
Aksilik bu ya, Ünye’deki ayrıştırma tesisinde bir arıza oldu. Koca tesisin mekanik sisteminin eski haline getirilmesi için gerekli zaman ise 25 gündü. 25 gün!
Bu süre içerisinde katı atıklar İlküvez’deki alana -tekrar ayrıştırılmak üzere- nakledildi. Arıza giderildi, ayrıştırma tesisi çalışmaya başladı ama ortalık karıştı. Aa bir baktık, CHP Milletvekili Adıgüzel, ‘nerde problem orada reklam’ misali İlküvez’de bitiverdi. 
Hayırdır Mustafa? Geçmişte Genel Başkan Yardımcının halledemediği çöpü sen orada provokasyon yaparak mı halledeceksin? Bir milletvekili olarak olgun ve mantıklı bir tavırla ortak bir çözüme kavuşturulması için rol alamaz mıydın? 
Alırdın! Alırdın ama senin şu oportünist ve popülist huyun var ya, kahretsin işte izin vermiyor. 
Ha bu arada senin o ‘vip valisi’ diye aklın sıra dalga geçtiğin adam var ya, 15 Temmuz gecesi darbenin ilk saatlerinde halkı sokağa çıkaran, darbeci hain komutanlara elleriyle kelepçe takan adamdır. Sen o saatlerde ‘darbe olsa da iktidara gelsek’ diye biraz sonra sözlüye kalkacak ilkokul öğrencisi heyecanıyla darbenin gerçekleşmesini bekliyordun kimbilir…  
Senin o aklın sıra küçümsediğin adam Türkiye'de ilk defa terör örgütünün sözde mahkemelerini, sözde şehitliklerini, sözde akademilerini bizzat başında bulunduğu operasyonla araziye çıkıp tamamen ortadan kaldıran adamdır. 
Senin o vip valisi diye suçladığın adam seçimlerde işbirliği yaptığınız HDP’li Sırrı Sakık tarafından hedef gösterilen ve 1 ton patlayıcı yüklü minibüsten son anda kurtulan adamdır.
Ya sen? 
CHP’de her geçen gün silinen ve bitmek üzere olan kariyerini aklın sıra parlatmak için popülist ve oportünist çıkışlar yapan, insanları provoke eden bir siyasetçisin. 
Hatırlıyor musun, yıllar önce bir TV programında stüdyodan kaçmış, 15 dakika sonra geri dönmüştün. 
Tabiri caizse, kalktın kaybettin, oturdun kaybettin.  
Çünkü çözüm odaklı değilsin, mızıkçı mahalle çocuğu gibisin. 
Bugünde kaybediyorsun!
Hep kaybediyorsun!
Hâlâ kaybediyorsun!
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.